-
Geldiğimiz Yer
Kadim medeniyetimize göre; yalan dünyaya gelmeden önce berzah aleminde söz verdik, iyi insan olmaya. Geldiğimiz yeri, sözümüzü unuttuk. Kötülük yayıldı bizler de şeytanın ağlarına takıldık, çırpınıyoruz ama ne çare… “Geldiğin yeri unutma ki gideceğin yeri şaşırmayasın” der büyüklerimiz. İnsanoğlunun evveli ve ahiri topraktır. Şehirlere akın ettiğimiz için toprağı unutur olduk. Köylerde tarım ve hayvancılık ile…
-
Eleştiri ve Yargı
Eleştirilen insan olgunluk derecesine göre karşılık verir. İnsanların kişisel hatasını yüzüne söylemek uygun değildir. Eleştiren insanın, karşısındakini eğitme görevi varsa bile uygun lisan ile ve uygun zamanda olmalıdır. Akıllı insan kendisine yapılan eleştirinin kimden geldiğine bakmadan kendisini tartıp, haklı eleştiriden pay biçer, olgunluk için bir fırsat olarak görür… İyi niyetle yapılan eleştiri yerine, yargılamak ahlaki…
-
Tercih
Hayata gözlerimizi açtığımızda bulunduğumuz yer, annemiz ve babamız bizim tercihimiz değildi. Her şeye muhtaç, acıkınca sadece ağlayabilen bir bebektik. Bizi büyüten ailemiz varlık sebebimizdi. Bir reşit birey olduğumuzda bile, fikirlerine yönlendirmelerine muhtaç olduğumuz; ailemiz, soyumuz, kökenimiz, bizim tercihimiz değildi. Üstünlük ancak takva ile diyen medeniyetimiz her türlü kavmiyetçiliği haram kılmıştı… Aynı tarihi ve coğrafyayı, aynı…
-
Derinlik
Sığ sularda yüzülmez, tekneler de seyredemez, az da olsa suda derinlik gerekir… Sığ düşünceli insandan hayır beklemek de yersizdir. Olayları yüzeysel değerlendiren, çoğunlukla bir pencereden gören bakış açısının ne kişisel ne de toplumsal ilerlemeye bir faydası olur… Hikmet sahibi, basiretli insanlar için “derin” sıfatı kullanılır. Derinlik için samimiyet şarttır. Sadece samimiyet, kemale yol açar aksi…
-
Sabır mı? Tahammül mü?
Medeniyetimizin eşsiz hayat dersleri, ilkeleri vardır. Az söz ile çok mana ifade eden, bir cümle ile hayatı özetleyen irfan dersleri meraklısına en güzel pusuladır. Huzurlu bir hayatın iki hal ile mümkün olabildiğini “İmanın yarısı sabır yarısı şükürdür” düsturundan anlıyoruz. Sıkıntılı dönemlerde sabır, mutluluk dönemlerinde şükür bir teslimiyet nişanesidir. Hayatın zorlu süreçlerinin de geçici olduğunu, her…
-
Pusulayı Şaşırmak
Pusula; deniz orman gibi yerlerde yön belirlemek için kullanılan bir aygıt. Pusula doğru ise yönünüzü kaybetmezsiniz. Doğru tutum ve davranıştan ayrılmak ise pusulayı şaşırmaktır. Doğruluk ise belli ilke, inanç veya ideal esasları çerçevesinde yönünü belirlemektir. Pusulayı şaşırıp ne yöne gideceğini bilemeyen topluluklar sömürülmeye mahkumdur… Önce pusulayı doğru belirlemek gerekir. Hayatı, etrafını, dünyayı iyi okuyamayan pusulasız…
-
Göz Boyamak
Gösterişle aldatmak, bir şeyi iyi gibi göstermek, kandırmak, yanıltmak gibi anlamları olan bir deyim. Atasözlerinin, deyimlerin çokluğu bir dilin zenginliğini gösterir. Günlük hayatta kullanılan deyimlerin dili yaşatmak ve dil ile aktarılan kültüre sahip çıkmak gibi bir işlevi de vardır. Kültür, yüzlerce yılda oluşan toplumları millet yapan bir ortak değerdir. Toplumların manevi dinamikleri, kanaat önderleri sahip…
-
Ânı Yaşamak
Romalı şair Horace tarafından ortaya atılan bir görüştür “anı yaşamak”. Çağımızda “zamanın ruhu” kavramı ile de benzerdir. Kadim medeniyetimizde ise mutasavvıf Abdulhaluk Gücdüvani’nin prensiplerinden olan “ibnül vakt” ile de yakındır. Kavramların anlaşılmasında ne olduğundan önce ne olmadığını izah da bazen daha yerinde olur. Anı yaşamak mesela keyif odaklı, eldeki imkanlarla gününü gün etmek değildir. Herhangi…
-
Küçük Şeyler
Kızdığı zaman insan özellikle de kontrolünü kaybettiğinde iç yüzünü gösterir. Çağımız maske ile dolaşan insanların dönemidir. Kızınca maske düşer. Elbette güler yüzlü, tatlı dilli olmak gereklidir. Samimiyet olursa gülünce gözünün içi gülerse, karşındaki insanın da içini ısıtır, muhabbet olur. Sevgi muhabbet olan yerde, bereket olur, mutluluk olur, huzur olur. Kızmak yerine göre erdemdir. Şeytani öfke,…