Çin hükumetinin sistematik baskı ve asimilasyonları ile dini, etnik, kültürel ve siyasal
anlamda soykırıma varan faaliyetleri, her geçen gün dünya kamuoyunun daha çok gündemine
geliyor. ABD Dışişleri Bakanlığının açıkladığı verilere göre Doğu Türkistan’da yaklaşık 2
milyona yakın Uygur Türk’ü ve diğer azınlıklara mensup Müslümanlar, eğitim adı altında
zorla toplama kamplarında tutuluyor.
Etnik ve kültürel ayrımcılığa ve insan hakları ihlallerine maruz kalan Doğu Türkistanlılar,
ucuz iş gücü olarak Çinli şirketlerde çalıştırılıyor.
1949 yılında başlayan komünist Çin yönetimi Doğu Türkistan’da Uygur Türkleri için zulüm
yıllarının başlangıcı olmuştur. Çin bu tarihten itibaren Türklere karşı baskısını giderek
arttırmaya başlamıştır. Doğu Türkistan’ın Gulca şehrinde 24 yıl önce Çin’in Doğu
Türkistan’daki dini özgürlüklere karşı gösterdiği aşırı müdahalesiyle meydana gelen olaylarda,
yüzlerce Doğu Türkistanlı öldürüldü. 5 Şubat 1997’de yaşanan olaylar sonrası birçok Uygur
ve Kazak Türkünün katledilişi hafızalara kazındı.
1990’lı yıllar Çin’deki politik değişimin Doğu Türkistan’a da olumsuz yansımasını
beraberinde getirmişti. 1980’li yıllarda Deng Şiaoping ile başlayan Çin reformu 1989
Tiananmen Olayları ile siyasi alanda bitirilmişti. 1980’lerde Doğu Türkistan’da kısmen
özgürlük ortamı vardı. Kültür, sinema, müzik ve eğitim gibi alanlarda Uygurlar bu yıllarda
ilerleme kaydedebilmişti. Ancak 1989 sonrasında Çin yeniden totaliter bir politikaya döndü.
Bunun arkasında Doğu Türkistan’da inşa edilen ağır sanayi için aranan iş gücünün Çin
hükumeti tarafından Çin’in geri kalmış bölgelerindeki Han Çinlileri ile doldurulması
yatıyordu. Bu yıllar bu nedenle bölgede Çin kolonizasyonunun zirve yaptığı yıllar olarak
değerlendiriliyor.
Tüm bu gelişmeler 1997’deki Gulca katliamına kapı aralamıştı. Gulca’da yaşananlar ise
1990’lı yılların kendini hissettiren totaliter yönetiminin artık Doğu Türkistan’da kalıcı bir hale
gelerek bugünlere uzanmasına yol açtı.
Çin’in Doğu Türkistan’da toplumun her kesiminden insana karşı işlediği soykırım fiilleri,
bütün bir halkın kitlesel olarak yok olması tehlikesini ortaya koyuyor. Çin’in yaygın sosyal
medya platformlarında da paylaşılan görüntülerde, kamplardan çıkan insanların vahim
durumları açıkça görülüyor. Doğu Türkistan’da çekildiği ileri sürülen görüntüler, Çin’in
vahşet derecesindeki insan hakları ihlallerinin delili niteliğinde…
Selam olsun Uygur mazlumlarına sözde değil özde kardeş olanlara…
Muhabbetle…