Susmak

Konuşma eylemi muhteşem bir yetenektir. Konuşamayan birinin uzunca tedavi sonunda konuşmaya başladığı ilk kelimesinin ağzından çıktığındaki mutluluk görülmeğe değer…

Güzel konuşan insanları dinlemek huzur verir. Fakat samimiyet olmazsa şiir gibi dizeler ile de konuşsa aynı tat olmaz. Konuşmanın da bir sanat olduğu ehline malumdur. Az ve öz konuşmanın, tane tane karşısındaki muhatabını dinleyerek konuşmanın medeniyetimizde müstesna yeri vardır. Hatta “Söz gümüşse sükût altındır” diye söz vardır. “Boş konuşmayı terk etmesi kişinin aklına işaret eder” derler…

Hakkı söyleyecek yerde susmak ise yerilmiştir. Dilsiz şeytan benzetmesi herkesçe bilinir. Susmanın da ibadet olduğu bir medeniyetin inceliklerini kavramak için iyi niyet şarttır. Başkalarını gıybet etmek, dedikodu yapmak, yalan yanlış boş konuşmak yerine susmak elbette ibadettir.

Başkalarının ayıbını örtmek için susmak da güzeldir. Allah’ta bu kişinin ayıbını örter. Bahse konu ayıp kişisel olandır, kamuyu ilgilendiren konularda susmak ise vebaldir.

Yaptığı iyiliği söylemeye fırsat varken susmak da güzeldir. Kızdığı zaman susmak, feryat etmemek, başına bir felaket geldiğinde susmak güzeldir. Haksızlık karşısında mücadele etmek ancak kişisel çıkarı için susmak kemaldir. Bu hareketi toplum hoş görmese de böyledir.

Konuştuğunda tesiri olmayacaksa, attığın taş ürküttüğün kurbağaya değmiyorsa da susmak, zamanını beklemek hikmettir. Kutsal kitabımızda “İnsanları hikmetle ve güzel öğütle iyiliğe davet et” der. Güzel söz; tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır ancak bazen susmak da aynı etkiyi gösterir.

Eğitimcilerin susması hikmetli olmalıdır. Yanlıştan vazgeçirilmesi için söylenecek sözün de zamanı önemlidir. Dedem rahmetli “Sarhoş iken içkiyi bırak denmez, önce bir ayıksın sonra nasihat edersin” derdi.

Eğer toplum içinde yapılan bir yanlış var ise, tesiri olmasa bile hoşnutsuzluğunu belirtmek gerekir. Zira bu durumda susmak rıza göstermek gibi algılanabilir ve yanlış davranış yayılabilir.

İçsen bu sudan bir daha dostum susamazsın

Bir hâl gelir, ağlayamazsın, susamazsın…

Bayrak Şairimiz Arif Nihat Asya ne güzel ifade etmiş dertli insanın susmasını…

Bir de sırlar vardır hep susmak için.” İnsanın kıymeti sırrı kadardır” der büyükler…

Mevlâna “Kalp sırrına erenler ne yaparlar bilir misin?” der. Susarlar, kızmazlar, küsmezler, kırmazlar, kırılmazlar… Susarak konuşurlar…

Muhabbetle…