Romanyalı Papaz

Âleme nizam vermiş kadim medeniyetimizin temel düsturlarından biri de dinde zorlama olmadığıdır. İlk insan ve ilk peygamber Adem’den beri vahiy ile gelen tüm dinler ve peygamberler asıl halleri ile kabulümüzdür. Son peygamber ise tüm insanlığa en güzel ahlakı öğretmek ve toplumların düzenini, bireylerin huzurunu sağlamak için gönderilmiş rahmet peygamberidir…

Zamanla insanoğlu dinlerde tahrife girişmişler ve aslından koparıp, zümrelerin, sınıfların elinde toplumları sömürmek için güç olarak kullanmışlardır. Avrupa’da 17. yüzyılda 30 yıl süren mezhep savaşlarında yaklaşık 8 milyon insan ölmüştür. İsa peygamberin putlaştırılması, dinin yanlış uygulamaları laiklik düşüncesini doğurmuştur. Günümüzde ise çoğu İslam toplumlarından oluşan Ortadoğu’da aynı şekilde dinin zaman içerisinde aslından koparılması, temsilcilerinin bugünkü acziyetine sebep olmuştur…

İnsanların akılları erince hakikatı araştırması, hayatına anlam katması saygıdeğer bir davranıştır. Zira insanın çevresi, kültürü, tarihsel gerçeklik hakikatin bulunmasını zorlaştırabilir. Ancak bu çağımızda artık eskisi kadar zor değildir… 

Biz onu Osmanlı’ya matbaayı getiren, kuran kişi olarak biliriz; İbrahim Müteferrika. I. Mahmut zamanında Lale Devrinde yaşamış. Romanyalı, Macaristan’da papazken, orada kilisenin yasak kitaplarını, bunları okumayın, bunları okumak iyi değildir diye kenara ayırdıkları kendi Latince eski kitaplarını okumuş. Oradaki o eski kitaplarda Hz. Peygamber’in hak peygamber olduğunu kendi kitaplarından gördüğü için gelmiş Müslüman olmuş.

Son yıllarda Avrupa’dan nice tanınmış ünlü kişilerin araştırıp Müslüman olduklarına şahidiz. Ancak İbrahim Müteferrika’nın bir de eseri var ve adı Risale-i İslâmiye. Bu ise sanıldığı gibi İslam dinini anlatan bir kitap değil. Bu kitabı önemli kılan; eski dininin kaynaklarından atıf yaparak yanlışlıkları, tahrifleri, çelişkileri açıklayıp hak dinin İslam olduğunu ispatlaması, göstermesidir…

Hak din İslam ise neden iki milyar İslam alemi bu haldeyiz?…

Bu soruyu samimi olarak üzerine almayan, kafa yormayan, muhasebe yapmayan, savunmaya geçen, mazeret üreten, sorumluluğu başkalarına atan herkes mesuldür bu sonuçtan… Romanyalı bir papaz samimi olduğu için araştırıp, kabuklarını kırıp, zamanın zorluklarını hiçe sayıp, hakikatin peşinden gidiyor ve insanlığa asırlar boyu etkisi devam edecek çalışmalar yapıyor ve onu hala rahmetle anıyoruz…

İbret almak, bilmek yetmez, uygulamak, samimi olarak örnek olmak gerekir…

Muhabbetle…