Fransızca ekol sözcüğünden türeyen bir kelimedir. Kitap kelimesi ile aynı kökten gelen mektep yerine okulu kullanmışız. Okuma yazmadan başlayıp bilim ve sanat dallarında her konuda öğretimin yapıldığı yerdir… 

Eğitimin ilk yuvası anne kucağıdır. Hatta doğmadan eğitim başlar diyen bilim insanları vardır. Sonra toplu eğitimin yapıldığı okula gideriz. Evin sıcaklığından, anne kucağından ayrılmak bir eğitimdir. Sevgi ile büyüyen yavrular için zor gelir, hiç tanımadığı bir ortamda hiç tanımadığı kişiler ile bir arada olmak. İdealist öğretmenlere denk gelirse, bu geçiş süreci sağlıklı ve verimli olur aksi taktirde hayatı boyunca etkisini göreceği travmalar da yaşanabilir…

Okul arkadaşlığı, okuma yazma, dersler, sınavlar bir eğitim sürecidir. Öğrenilen bilgi değildir, kazanılan davranış biçimidir asıl önemli olan. Hayata hazırlanmak, zorluklarla baş etmek, mücadele ve disiplin edinmek eğitimdir. Artık bilgiye ulaşmak kolaydır, çalışarak iyi matematikçi olunabilir ancak iyi insan olmaktır, olmalıdır eğitimden murat. 

Sapkın düşüncelere sahip, kötü alışkanlıkları bulaştıran bir sınıf arkadaşı iyi insan olmanın önündeki en büyük engeldir. Kendisi hayatı anlamlandıramamış, kişisel ihtiyaçlarının derdine düşmüş, kendine faydası olmayan bir öğretmen engeldir. Öğretmenlik bir iş değildir. İşe gidiyorum demez öğretmen, okula gidiyorum der. Kutsal bir meslektir, bilene dünya ahiret saadetidir. “Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum” diyen Şahı Merdan Hazreti Ali’dir.

Aile ve okuldan sonra çevredir eğitimi şekillendiren. Okul arkadaşları ile mahalle ve şimdi sosyal medya arkadaşı etkilidir. Akraba ilişkileri hala devam edenler için kuzenler etkilidir. Genetik kodlardan gelen karakteristik etkiler olsa da akıllı telefonlar başkalaştırır…

İlk emri oku diyen medeniyetimizin okula verdiği değer açıktır. İlmin ilerleme ve toplumun refahı için kullanılması şarttır. Okuyup topluma faydalı işler yapmadıktan sonra kişinin kariyerindeki yükselmeden öte bir artısı olmaz.

Okul idarecileri akıllı tahta kadar öğrencilerin arkadaşlarını, nereye gittiklerini, aile ilişkilerini de takip etmelidir. Okula verilen öğrenciler öncelikle idarecilere sonra da öğretmenlere emanettir. İdareci, sorumlu olduğu öğretmenlerin sorunlarını da dile getirmelidir, yaşam standartlarını iyileştirecek çalışmalar yapmalıdır…

Bir ülkenin kalkınması eğitim sisteminin ve eğitim ordusunun kalitesine bağlıdır. Eğitimin; çağdaş ve milli olması, ahlaklı olması şarttır.