İki Fransız Profesör

Birincisi: Fransız Bilimler Akademisi üyesi Maurice Bucaille (Moris Bükey) (1920-1998), dünya çapında bilinen Hristiyan bir tıp hocası. Paris Tıp Fakültesi’nde Cerrahi Kliniğin Başkanlığını da yapmış, ünlü bir cerrah olarak tanınıyor.

Kendisi Hristiyan iken üç din hakkında araştırmaya girmiş; Yahudilik, Hristiyanlık ve Müslümanlık. Bu üç dinin bilim karşısındaki konumu, durumu nedir, yani bilimle çatışıyor mu, uyuşuyor mu? Bilimsel mi, değil mi? İlmî kanaatlere ve bilgilere uygun mu, aykırı mı?

Araştırmaya başlıyor ve araştırmasının sonucunda öteki dinlerin içinde çok karmaşık ve yanlış bilgiler olduğunu fakat İslâm’daki bilgilerin hepsinin hem ilme uygun olduğunu hem de o ilmî hakikatler daha tespit edilmeden önce İslâm’ın onları söylemiş olduğunu görüyor. Yani dünyanın yuvarlak olduğunu Avrupalılar 16. yüzyılda anlamışlardır ama İslâm âlimleri daha önceden bunu söylüyor, bu onu gösteriyor.

Tevrat, İnciller, Kur’ân-ı Kerim ve Bilim” adını taşıyan ünlü eserini yazıyor ve birçok dile çevriliyor. Rahmet olsun…

İkincisi: Roger Garaudy (1913-2012), anne ve babasının herhangi bir dini benimsememesine karşılık, on dört yaşında iken “hayatının bir anlamı olmasını düşündüğü için” Hristiyanlığı kabul ediyor.

Öğrenciliği sırasında komünizmi yoksullara sahip çıkan bir sistem olarak görüp 1933’te Komünist Partisi’nin gençlik kollarına katılıyor ve otuz yedi yıl boyunca parti kademelerinde çalışıyor. Eserleri, konferansları ve eylemleriyle üne kavuşuyor ve partide yükseliyor.

Komünist ve sosyalist filozof olarak, eserleri Moskova’da tercüme edilmiş çok ünlü bir bilim insanı, her medeniyeti yaşayarak görüp, araştırıyor, kıyaslıyor ve Müslüman oluyor…

“Üstat niye Müslüman oldun?” diye sormuşlar.

“Kapitalizm, yani batıda hâkim olan kapitalist ekonomik düzen, insanları paraya, maddeye ve patrona esir etmiştir.” O zaman henüz daha Rusya ayakta. “Komünizm de insanı devlete ve cemiyete esir etmiştir, cemiyete ferdi feda etmiştir.” Yani ne kapitalizmde insanın değeri var, eziliyor ve sömürülüyor; ne komünizmde insanın değeri var. Kırk katır mı istersin, kırk satır mı istersin gibi orada da burada da insanoğlu zararda. “İnsana insan olma şerefini bahşeden İslâm’dır.” demiş.

“İslâm’ın Vadettikleri” ve “Geleceğimizde İslâm Var” isimli iki güzel eseri var. Birçok dile çevrilmiş. Rahmet olsun…

Muhabbetle…