Boş Laf

Konuşma fiili insanoğluna verilmiş çok muhteşem bir özelliktir. Beyine verilen talimat arkasından, ağızdan çıkarılan sesler, ardı arkasına otomatik yapılan bu işler çok büyük meziyettir. Konuşmanın tonu, vurgular, hangi kelimelerin kullanılacağı, duraklama yerleri isabetli olursa ehlinden şiir gibi dinlenir…

İletişim için konuşulan şeylerin karşı tarafa aktarılmasında; muhtevasından çok, ses tonu üç kat, vücut dili altı kat daha etkili, yapılan bilimsel araştırmalara göre…

Konuşulanın sadece laf olarak kalması ise söylenilen ve savunulan şeylerin uygulanmaması ile olur. Söz gelimi yüksek perdeden hamaset yapanların, kamu arazilerine çökmesi, vergi kaçırması, ihaleye fesat karıştırması, rüşvet alması, vermesi konuşulanlara boş laf demek için yeterlidir…

Sürekli yalan söyleyip, söz verip, sözünde durmayanın yalancı çoban gibi konuştuğunda karşısındakine tesiri olmaması beklenir. Çağımız algının olguya galip geldiği bir çağ olduğu için, sürekli yalan söyleyip sözünde durmayanların boş laflarına da müşteri çoktur…

Bir de akıl satan, yorum yapan, perde arkasındaki olayları değerlendirenler vardır. Hikmet; her şeyin yerli yerinde olmasıdır. Bu değerlendirmeler sırf bazı acı gerçeklerin gizlenmesi için gündem belirlemek ve toplumu başka bir yöne kanalize etmek amacıyla yapılırsa boş laf olur…

Fatih’in İstanbul’u kuşattığı esnada, Bizanslı rahiplerin meleklerin cinsiyetini tartıştığı söylenir. Meselenin aslını kaçırıp etrafında dolanmak da boş laftır. Sol el ile yemek yemenin haram olduğunu söylerken, kul hakkı yemenin haramlığından bahsetmemek de boş laftır.

Faizden kazandığı para ile alışveriş yaparken, tavuğun dini usullere göre kesilip kesilmediğini araştırıp helal sertifikasının olup, olmadığı ile ilgili konuşmak boş laftır.

Fransızcadan dilimize geçmiş onur kelimesinin hiçbir zaman şerefin, haysiyetin yerini alamayacağı aşikardır. Şereften haysiyetten bahsedip, üç kuruşluk menfaat için güç sahiplerine olmadık dalkavukluk yapanların övgü sözlerine de boş laf demek çok yerinde olur…

Tasavvuf büyükleri yollarını tarif ederken, “Kal ilmi değil hal ilmidir bizim yolumuz” derler. Yani konuşmak değil iyiliği güzelliği erdemi hali ile yaşamaktır…

İnsanların “Millet menfaati için” sözleri de çoğu zaman boş laftan ibarettir. Hakikatte dünyevi menfaatlerdir peşinden koşulan ve süslü laflar ile konumlarının korunmasıdır…

Selam olsun iyilikten vazgeçmeyen, umudunu yitirmeyen güzel kalpli canlara…

Muhabbetle…