Hayat inişli çıkışlı yollar ile doludur. Ömür kısa olsa da yaşanılıp tecrübe edilen birçok olay iyi insan olmanın köşe taşlarıdır. Yaşanılan acılar, düşüşler insanı olgunlaştıran, eğiten adeta pişiren birer sınav sorusudur. Ders alınmadıktan sonra bunları ister başkası yaşasın isterse kendisi tecrübe etsin fark etmez. Ne kadar söylersen söyle fayda etmez. Arapça da bir deyimdir, “Kellim kellim la yenfa”…
“Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir.” Medeniyetimizde uyarıcı ve ikaz edici resuller her daim gönderilmiştir. Onların varisi olan alimler ikazlarına devam ederler. Zalime sözü olmayan zaten alim de değildir. Çünkü ikaz olmaz ise kötülük yayılır, iyiler azınlık olur, toplumun önderleri alimler, bilge kişiler bu görevi yapmaz ise sonu musibet olur…
“Bir musibet bin nasihatten iyidir” der büyükler. Musibeti başkasının yaşaması da bize ibret olmalı değil midir? “İnsan ne yaparsa kendine yapar” der atasözümüz. İyi niyetli uyarıları dikkate almayan, dahası uyarı yapanları düşman gören, kin besleyen, hasbelkader elde ettikleri güce güvenip caka satanların, büyük büyük laflar edip hava atanların da burnu bir gün yerlere sürülür. Çünkü bu Yaratanın vaadidir, kibirlenip ona buna zulmedeni düşürmek Allah’ın kullarına vaadidir. Bu ilahi adalet er ya da geç tecelli eder…
“Hak Teâlâ intikamın, kul eli ile alır, İlm-i hâli bilmeyenler, onu kul yaptı sanır. Cümle eşya Halıkındır, kul eliyle işlenir. Emr-i Bari olmayınca, sanma bir çöp deprenir.”
Özellikle mevki, makam sahiplerinin adalet ile imtihanları çetindir. O yüzden devlet yönetiminde önemli makamlara getirilecek kişilerin nefis terbiyesinden bihaber olmaması, iyi niyetli olması ve işinin ehli olması beklenir. Liyakat dediğimiz sadece teknik yeterlilik olmamalıdır. İyi bir insan olmak; dürüst, güvenilir, tevazu sahibi, sabırlı, namuslu insan olmakla mümkündür. İyi insan olmadan iyi bir yönetici olmak zordur. Mahiyetindeki insanlardan sorumlu olmak ağır bir yüktür. “On kişiden fazla emrinde olanlar eli boynunda hesaba çekilecek” der kültürümüz. Adaletle hükmetse bile bu böyledir…
O yüzden makam ateşten gömlektir, elde etmek için takla atanların, dalkavukluk yapanların sonu da hüsran olur ancak kendi düşen ağlamaz…
Muhabbetle…