Kureyş

Alemlere rahmet, numune insanın mensup olduğu bir kabile ismi. Gücüne, saltanatına, varlığına kibirlenen Ebrehe, Kâbe’yi yıkmaya ordularıyla gelmiş ancak bozguna uğramıştı. Bu durumu anlatan Fil suresinden sonra inen Kureyş suresi Kutsal kitabımızın en kısa surelerinden biridir.

“Kureyş (güvenliği sağlanıp sefere) alıştırıldığı için;”

“Kış ve yaz seferine kendilerini alıştırdığı (ve başkalarıyla uzlaştırdığı) için;”

“Şu Beyt’in (Kâbe’nin) Rabbine kulluk etsinler.”

“O (Rab) ki onları (Kâbe hürmetine) açlıktan (kurtarıp) doyurmuş, hem de kendilerini korkudan güvene kavuşturmuştur.”

Mekke’de tarımın, hayvancılığın olmadığı bir çorak alanda gelirin sadece ticaret yoluyla temin edildiği bir dönemde, büyük bir felaketten kurtulan Kureyş kabilesine atıf ile tüm insanlığa söylenen bir tavsiye…

Kureyş’in bu dönemde kabilesi de dağınık ve diğer kabileler ile de sorunları vardı. Böyle bir dönemin ardından ticaret yolları güvenli duruma gelmiş, diğer kabileler ile olan sorunlar giderilmiş ve huzur içinde bir ortam olmuştu. Kureyş, civar beldelerde de saygınlık kazanmış, kervanlarına zarar verilmemişti. İnsanoğlundan beklenen ise tüm bu nimetleri verenin Rabbi olduğunu bilmesi ve ona şükran duyması idi.

Batılıların “şükran günü” yılda bir de olsa özünde bu tavsiyeye uygun denebilir. Daha sonra Kureyş kabilesinden çıkan rahmet peygamberinin yolundan gidenler de asırlar boyu bu tavsiyeye uygun davranmışlardır.

İnsanların, toplulukların, kavimlerin bir araya gelip ülfet etmesi, anlaşması uzlaşması da büyük bir nimettir. Farklılıkların zenginlik olarak görülüp benimsenmesi, düşmanlıkların son bulması yine Yaratanın bir lütfudur. Buna layık olunursa nimet devam eder ancak kıymeti bilinmez nankörlük edilirse de elden gider. İnsani ilişkilerde de durum böyledir, şükredilen nimet devam eder. Kalpleri birleştirecek olan ise ancak Allah’tır.

Yaratıcıya şükretmek için öncelikle tek otoritenin Rab olarak bilinmesi elzem olduğundan tevhit inancı şart. Tevhit; Yaratıcıya iman ve ona teslimiyet. İslam toplumlarında yanlış anlaşılan hatta kasıtlı olarak yanlış anlatılan inanç; tam da bu noktada zihinleri işgal ediyor.

Teslimiyetin çalışmaya engel olmaması aksine çabanın motivasyon kaynağı olması gerekir. Zira; Yaratan bu dünyanın bir imtihan yeri olduğunu ve herkesin yaptığının karşılığını göreceğini bildiriyor. Elinden geleni sonuna kadar yaptıktan sonraki tevekkül; teslimiyet anlamında düşünülebilir.

Muhabbetle…